10 Ağu 2011

İşitme Engellilerde Dinleme Becerisinin Geliştirilmesinde Nelere Dikkat Edilir?


DİNLEME BECERİSİNİN ÖĞRETİLMESİ
1- Öncelikle işitme kaybının derecesi ne olursa olsun her çocukta işitme kalıntısının olduğu kabul edilmeli ve bu işitme kalıntısını en iyi şekilde kullanılabilir hale gelmesi için yardımcı olunmalıdır.
2- Dinleme becerisini kazandırılması, çocuğun içinde yaşadığı çevrede oluşan sesleri tanımlayabilmesi, benzerlik ve farklılıklarını ayırdedebilmesi ve duyduğu seslere anlam verebilmesi için gereklidir.
3- İdeal dinleme ortamının sağlanabilmesi için, normal ses tonu değiştirilmeden konuşmalı, gürültüden uzak sakin bir ortam seçilmeli, çocukla göz kontağı kurarak ve onun göz seviyesine inerek konuşulmalıdır.
4- İşitme engelli çocuğa sahip anne-babalar, konuşmanın doğal olarak öğrenilmesinde çok önemli rolü olan dinleme becerisinin kazandırılması için;
-  Çocuğun dikkatini sürekli çevrede oluşan seslere çekmeli,
-  Evde ya da sokakta meydana gelen durumlarla ilgili konuşmalar düzenlenmeli,
- Ses çıkaran nesne ve oyuncakları tek tek tanıtmalı,
-  Karşılıklı sesler çıkarmayla ilgili oyunlar oynamalı, basit çocuk şarkıları  söylemeli,
-  Evde  ya da sokakta oluşan seslere dikkatini çekmeli,
-  Her durumla ilgili çocuğun düzeyine uygun ifadelerle basit açıklamalarda  bulunmalı, Başarılarını sürekli överek cesaretlenmesine yardımcı olmalıdır.
-  Normal ya da işitme engelli çocuklar için konuşmayı öğrenebilmede izlenen sıra  aynıdır.
                            ODYOLOJİ, KONUŞMA VE SES BOZUKLUKLARI UZMANI
                                      PELİN KİŞİOĞLU KALAN

İşitme engellilere konuşma becerisinin öğretilmesi için nelere dikkat edilmelidir?


KONUŞMA BECERİSİNİN ÖĞRETİLMESİ İÇİN NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR?


1- İnsanlar çok değişik yüz ifadeleri kullanarak, çeşitli el-kol hareketleri yaparak, birbirlerini dinleyerek ve konuşarak iletişim kurarlar.
2- Konuşarak iletişim kurma; konuşulanları anlama (alıcı dil), istek, duygu ve düşünceleri kelimeler ya da cümleler aracılığıyla iletebilme (ifade edici dil) olmak üzere iki önemli beceriyi gerektirmektedir.
3- Bununla birlikte bebeğin ağlama, gülme, değişik sesler çıkarma gibi verdiği tepkilere dikkat etmek ve anında aynı şekilde davranmak çıkardığı bu sesleri farkedebilmesi açısından çok önemlidir.
4-Özellikle annenin bebekle konuşması sırasında sevecen olması basit cümleler kurarak onun ihtiyaçlarına yönelik konuşması, çıkardığı sesleri  ya da kelimeleri tekrarlaması, model olması açısından önemlidir.
5-Çocuğun karşısında her zaman değişik konuşma modellerini görmesi, konuşma isteğini uyandıracak ve taklit edebilmesini de kolaylaştıracaktır.
6- Çocuğun ilk konuşmayı öğrendiği ortam ev ortamıdır ve genellikle de ilk eğitimcileri anne, baba ya da kardeşleri olmaktadır. Onlara düşen görev, bu çevreyi en iyi şekilde değerlendirmek olmalıdır.
7- Konuşmayı öğrenebilmek için çok özel bir zamana ve araç-gerece gereksinim olmadığı unutulmamalıdır.
8- İşitme engelli çocuk da normal işiten çocuk gibi büyüme ve gelişme dönemi içinde çevresini araştırarak, inceleyerek öğrenme çabası içindedir.
9- Çocuğun öğrenmek amacıyla gösterdiği çabalar engellenmemeli, cesaretlendirilerek kendi kendine öğrenebilmesi yönünden destek olunmalıdır.
10-Çocuğun çevresini incelemesi sırasında ya da kendi kendine oynarken ses çıkarması, konuşma seslerini taklit etmesi yadırganmamalı, anlayışla karşılanmalıdır. Mümkünse ona eşlik edilmeli ve daha çok konuşabilmesi için ortam hazırlanmalıdır.
11- Konuşmanın öğretilebilmesinde önemli özelliklerden biri de, çocuğun çevresiyle olan iletişimi için ortam hazırlanmalıdır.
12-Kendi yaşıtları ile bir arada bulunması,onlarla iletişim kurması yönünde destek olunması, sık sık çevre gezilerinin düzenlenmesi, değişik seslerin tanıtımı, karşılıklı konuşarak iletişim kurma isteğinin uyandırılması açısından yararlı olduğu unutulmamalıdır. 
13- Çocuğun oyuncaklarının yanısıra çok resimli, az yazılı hikaye kitaplarının da konuşmayı öğrenmesi açısından yararları bulunmaktadır.
14- Yine, çocuğun baktığı ya da ilgisini çeken bir nesne ve durum hakkında anlayabileceği şekilde basit açıklamalar ya da adlandırmalar yapılmalıdır.
15- Çocuk asla konuşma yönünde zorlanmamalıdır. Hatalı ifadeleri düzeltilmeli ve konuşma girişimleri övülerek cesaretlendirilmelidir.
16- Çocukla konuşma sırasında abartılmış ağız hareketleri kullanmaktan ya da aşırı şekilde bağırarak, işaretlerle konuşarak anlatımlardan kaçınılmalıdır.
17-Çocuğun sizi dinlemeyi öğrenebilmesi kadar sizin de onu dinlemeyi öğrenebilmeniz gerekmektedir.

UNUTMAYIN Kİ !...
\ İşitme engelli çocuk;
-   Konuşmayı doğal olarak öğrenebilmede,
-   Konuşulanları anlayabilmede,
-   Çevrede oluşan sesleri fark edebilmede,
-  Okuma ve yazmayı öğrenebilmede,
-   Toplum içinde yaşayabilmek için gerekli bazı rolleri ve kuralları öğrenmede güçlüklerle karşı karşıyadır.
\ İşitme Bozukluğu olan çocukların eğitilmesi mümkündür.
\ İşitme Engeli olan her çocuk zekâ özürlü değildir.
\ Ailelere bilinçli veya bilinçsiz olarak baskı uygulamak hatalıdır. Aile üzerine uygulanacak olan baskı, doğrudan çocuğu etkileyecektir. Bunun unutulmaması gerekir.
\ İşitme cihazından yarar görecek durumda olan çocukların en kısa sürede belirlenerek özel eğitim almaları sağlanmalıdır.
\ Çocukların ileride meslek sahibi olmaları şansları  varken bunun baştan engellenmesi yanlıştır.

                            ODYOLOJİ, KONUŞMA VE SES BOZUKLUKLARI UZMANI
                                           PELİN KİŞİOĞLU KALAN

Konuşmayı Öğrenme-İşitme Engelli Çocuklar


İşitme engelli çocuklar konuşmayı öğrenebilir. Birçok işitme engelli çocuk isteyerek ve kolayca konuşmayı öğrenebilir. Onların ihtiyacı olan şey yardım, cesaretlendirme, ve donanımdır.

Eğlenerek Konuşmayı öğrenme:
Oynama ve dinleme yoluyla birçok çocuk sesleri tanıyabilir. Eğer onlara konuşma ve başka sesleri dinleme fırsatı verilirse, bu çocuklar öğrenebilir. Bütün çocuklar farklı seslerden hoşlanır. Çocuklar kendi kendilerine de gürültü yapabilirler. Onlara herhangi biri konuştuğu zaman aynı sesi kullanarak cevap verirler.
Farklı sesleri dereceli olarak hissedebilirler. Örneğin çamaşır makinesinin sesi ile elektrikli süpürgenin sesini ayırt edebilirler. Daha başka ve farklı sesleri tanımada sizin yardımınıza ihtiyaç duyarlar. Günlük yaşantılarında sıradan ve etrafındaki basit seslerden de yararlanabilirler.

Birlikte konuşma:
Bebekler anne ve babaları ile konuşur. İlk önce anne ve baba onunla konuşmaya çalışır. Daha sonra diğer yetişkinlerde doğal ritim içerisinde bebeklere doğru dönerek kısa cümlelerle konuşmalıdır. Bizler konuşmalarımızdaki şive ve vurgulamaları ahenkli halde söylersek bu çocuklara çok fazla yardımcı olacaktır. Onlarla daha hoş iletişim kurmamamızı sağlayacaktır. Yakın bir zaman sonra bebekte çağıldayarak buna katılacaktır.

Bunları yapmayın:
Çocuğunuz konuşmaya ya da ses çıkartmaya başladığında onu yavaşlatmayınız ve sizde bu şekilde yuvarlayarak yavaşça konuşmayınız. Siz konuşmaya başladığınızda çocuğunuz sizin sesinizi olduğu gibi kopyalayacaktır. (benzeterek konuşma)
Eğer sizi sürekli anlamıyorsa panik yapmayınız. Normal çocukların bile söylenen her şeyi anlamadığını unutmayın

Bunları yapın:
Seslerden hoşlanmasına, sesli oyun oynamasına yardım edin. Seslere dikkat etmesini ve her gün aktivite yapmasını sağlayın.
Sadece gevezelik ettiğinde ve anlamsız sesler çıkardığında bile onu dinleyin ve ona cevap verin.
Doğal konuşun ve ilgisini çeken seyler hakkında ona bilgi verin.
Onu cesaretlendirin ve ümidini kırmayın.

                            ODYOLOJİ, KONUŞMA VE SES BOZUKLUKLARI UZMANI
                                      PELİN KİŞİOĞLU KALAN

2 Şub 2011

Aileleri şaşırtan, üzen hatta isyan ettiren böylesine bir şanssızlık yaşanmışsa ne yapılmalı?

Dudak damak yarıklarının tedavisi bir ekip çalışması gerektirir.Bu ekibin içinde ortodontist, çocuk doktoru,plastik cerrah, kulak burun boğaz uzmanı, konuşma terapisti, genetik uzmanı, psikolog ve diş hekimi bulunması gerekir.Böylesine zor ve uzun süreli tedavi sırasında ekipte bulunanlara sırayla görev düşecektir.Doğum sonrasında ilk iş ortodontistindir.Ortodontist bebeğin beslenebilmesini sağlayan,yarık bölgeyi kapatan bir aygıtı ; beslenme plağını hazırlar.Bu aygıt belirli zamanlarda değiştirilerek yarık bölgesi ameliyata kadar düzenlenir.Bebek 2.5-3 aylıkken ve en az 5 kiloya ulaşmışsa dudak ameliyatı plastik cerrahlar tarafından yapılabilir.Damak ameliyatı için ise eskiden 1.5 yaş beklenirdi.Şimdilerde bu işlem 1 yaşında yapılmaya başlanmıştır. Ameliyatlardan sonra sorunlar bitmiş gibi görünse de daha tedavide kat edilmesi gereken çok yol vardır.Dişlerin çıkmaya başlamasıyla çapraşıklıklar göze çarpacak,diş eksiklikleri,fazlalıkları,üst çenede darlıklar ve bunların getirdiği ek sorunlar için yine ortodontist devreye girecektir.Diş çene ve yüz ortopedisi ile ilgili işlemler buluğ çağı sonuna kadar sürecektir. Plastik cerrahlara ise , burun basıklığını gidermek ve dudak estetiği için tekrar gidilecektir.


Çocuk erişkin çağa ulaşıncaya kadar konuşma bozukluğu(rinolali:burundan konuşma,hımhım konuşma) için konuşma terapistine gitmesinde yarar vardır.Kendisi ve ailesi için de psikolojik destek alınması da önemlidir.Böylece çocukların sosyal yaşam adaptasyonu yükselecektir.


Bu vakaların tedavisi süresince ailelerin güçlü, metin, sağduyulu, yüksek moralli olmaları gerekmektedir.Unutmayın ki, zamanında dudak damak yarığı sorunu olan çok sayıda insanı bu gün bir çok meslek grubunda ve başarılı konumlarda görmek mümkündür.

Dudak- damak yarığı ile doğan bir bebek hemen ameliyata mı alınıyor yoksa biraz daha büyümesi mi bekleniyor?

Tedavinin zamanlaması dudak yarıklarında üçüncü ay civarındadır. Bu süre çocuğun kilosu ve kan değerlerine bağlıdır. Anestezi açısından çocuk üç ay civarında güvenle ameliyat edilecek kiloya ulaşır. Damak yarığı ise çocuk konuşmaya başlamadan önce yapılmalıdır; en uygun zaman 9 ay-bir yaş arasıdır. Konuşma başladığında da yoğun bir konuşma terapisi uygulanırsa, çocukların mükemmel konuşmaları sağlanabilir. Burada amaç yanlış telaffuzların yerleşmemesidir. Konuşma yanlış öğrenildiğinde ilerde düzeltmek çok zordur. Yanlış konuşan çocuğun ameliyattan sonra bu konuşmayı düzeltmesi yeni öğrenene göre çok daha zordur. Hasta aileleri, konuşmadaki bozuklukların hemen düzelmesini istese bile konuşma ameliyatla birdenbire düzelmez. Özellikle ameliyata geç müracaat ettirilmiş çocukların düzgün konuşabilmesi için ameliyattan sonra bu konuda yoğun eğitim almaları zorunludur. Dolayısıyla bu şekilde doğmuş veya doğum öncesi tanısı konmuş çocukların tedavisi zamanında yapılmalı ve hastanın ilk şansı iyi kullanılmalıdır. Bu imkana ulaşamayan hastalar için Türk plastik cerrahları tarafından kurulmuş olan İnterplast Türkiye Derneği, 1988 yılından beri yurdumuzda ve bazı komşu ülkelerde ücretsiz hizmet vermekte, bu hastaları tesbit ederek bulundukları yerde ameliyat etmektedir.

Oral Motor Egzersizler- Yarık Damakta Sesletim Terapisine Etkisi Var mı?

Yıllardan beri yarık damaklıların iletişim problemlerine ilişkin çok şey yazılmış ve bu sorunu çözmede birçok strateji ileri sürülmüştür. Geleneksel olarak , bu stratejiler okul öncesi ve okul çağı çocuklarda arikülasyon rezonans ve velofarengeal yetersizlik problemlerine odaklanmıştır. Yarık damaklı çocuklarda erken müdahalenin amacı ünsüz dağarcığını artırmak (özellikle basınçla üretilenleri), kelime haznesini geliştirmek ve oral hava akımını artırmaktır
Klinisyenler konuşma üretimini geliştirmek istiyorlarsa direkt olarak konuşmaya odaklanmalı; konuşmaya faydalı gibi görülen şeyler üzerinde durmamalıdırlar. Konuşma dışı oral motor egzersizler amaç olamaz. Konuşma terapisinde amaç; dil yuvarlama, güçlü artikülatörlere sahip olma, yanak şişirme veya çeneyi hareket ettirme olamaz. Amaç; anlaşılabilir konuşma üretmektir.
Konuşma dışı oral motor motor egzersizlerin sesletimi kolaylaştırıcı bir katkısı olmadığı birçok çalışmada kanıtlanmıştır. Dolayısıyla herhangi bir kas güçsüzlüğü  problemi bulunmayan vakalarda bu tip egzersizlerin kullanılması gereksiz ve zaman kaybıdır.

Çocuklarda hava akımının çıkış şeklini göstermek amacıyla birtakım üfleme egzersizleri yapılmaktadır. Bu egzersizler üflemeli oyuncaklarla yapılabilmektedir. Ancak bu egzersizleri kullanmanın amacı damak kas gücünü artırmak değil; oral hava akımını çocuğa yaparak uygulayarak göstermektir



Bir çok çalışma konuşma dışı oral motor egzersizlere karşı olmasına rağmen, klinisyenlerlerin bu egzersizleri neden hala kullandıkları sorusu akla gelmektedir. Oral motor egzersizlerin fonolojik sorunlarını ve sesletim sorunlarını iyileştir...ici bir etki olmamasına rağmen klinisyenlerde “ne olursa olsun kullan” anlayışı bulunmaktadır. Dahası dinamik sistemin prensiplerine dayanarak, konuşmada kullanılan hareket paternlerine karşıtlığa sebep olduğu için zararlı olduğu ileri sürülmüştür. Klinisyenler tarafından ileri sürülen diğer görüş “ Ne yapacağımı bilmediğim için başlangıç olarak kullanıyorum” görüşüdür. Bu da bize klinisyenlerin konuşma dışı oral motor egzersizleri, fonolojik ve sesletim bozukluğu olan çocuklarda ne yapacağını bilememe sonucu kullandıklarını göstermektedir. Bu bozukluklardan bazıları terapiye karşı direnç göstermekte, oral motor egzersizlerin başarı için mekanizma sağlayacağı ileri sürülmektedir. Buna rağmen konuşmadaki belirleyici bozukluklarda, konuşma dışı egzersizler başarı problemi belirlemede yararsız olmaktadır. Deneysel çalışmalar konuşma dışı davranışlarla konuşma üretimi arasında kolaylaştırıcı bir etki olmadığı sonucunu göstermiştir. Tüm bu verilere dayanarak oral motor egzersizlerin fonolojik ve sesletim sorunu olan çocuklar için, yasal terapi protokolün bir parçası olmaması gerekir. Bu aktiviteler kas güçsüzlüğü olan disartride respiratuar ve larengeal kontrolü sağlamak için kullanılabilirDevamını Gör

Yarık Damak Dudaklı Çocuklarda Erken Dönem Konuşma Terapisi

Yarık damaklı çocuklarda erken dönemde babıldama evresinde bile ses dağarcıklarının büyüklüğü ve oluşumu ile ilgili normal gelişim gösteren çocuklardan farklılaşmaktadır. Babıldama evresinde daha az çeşitlilik göstermektedirler.

B erken dönemdeki eksiklikler sonraki dönemde gelişecek olan dil becerilerini ve sözcük dağarcıklarını olumsuz yönde etkiler.
Bu dönemde DKT nin amacı erken dönemde yarığın iletişim becerilerine olan etkilerini azaltmayı hedefler.
MÜDAHALENİN AMAÇLARI:

ÜNSÜZ DAĞARCIĞINI ARTTIRMA:


Ameliyat öncesi dönemde basit babıldama oyunlarıyla en az etkilenen nasal sesler uyarılabilir.
Ebeveynin dikkat etmesi gereken nokta glottal stopları pekiştirmemektir. Glottal stopları görmezden gelip model olarak uygun vokalizasyon sağlanmalıdır.
Glottal stopları ortadan kaldırmak için genellikle kullanılan yöntem ötümsüz seslerle başlayan hecelerin fısıldamayla başlanılıp daha sonradan ses şiddetinin arttırılması yöntemidir.


EŞ ZAMANLI OLARAK ÜNSÜZ DAĞARCIĞINI VE SÖZCÜK GELİŞİMİNİ ARTTIRMAK


Çocuklarda ünsüz dağarcığını sözcükle arttırmak daha etkili olabilmektedir. Seçilen sözcükler tek heceli ve normal gelişim gösteren çocuklarda gözlemlenen ilk sözcükler olmalı ve  birçok iletişim amacı için kullanılabilir ve işlevsel olmalıdır. Tanıdık kişilerin isimleri, oyuncaklar, kıyafetler, yiyecekler ya da sosyal rutinler şeklinde olabilir.

Öğretilecek sözcükler çocuğun sesbilgisel dağarcığında olan ve basit ünsüz-ünlü sesi içeren daha sonra CVC ve CVCV şeklinde olan sözcükler olmalıdır. Sözcük dağarcığı genişledikçe çocuğun sesbilgisel dağarcığında olmayan sesler de eklenebilir.

AĞIZ HAVA AKIŞININ FARKINDALIĞININ ARTTIRILMASI


Basit oyuncaklar kullanılarak çocuğun konuşma sırasında ağız hava akışı farkındalığının arttırılması sağlanmalıdır. Burada dikkat edilecek nokta oyun sırasında kullanılan aktivite içinde ses üretiminin de olması şartıdır.

ORAL MOTOR EGZERSİZLER NEDEN YAPILMAMALIDIR ?


Ses üretimi olmaksızın yapılan oral motor egzersizlerin velofaringeal yetmezliği azalttığına dair bilimsel dayanak bulunmamaktadır. Normal gelişim gösteren ydd li çocuklarda oral motor problemler görülmez. Bu çocuklarda sesletim sesbilgisel problemler bulunmaktadır.


Yapılan araştırmalar sonucunda oral motor egzersizlerin yarık damak dudağa bağlı gelişen sesletim sesbilgisel sorunların terapisinde etkili olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.