17 Mar 2012

Özgül Öğrenme Güçlüğünde Ses ve Konuşma Bozuklukları

1. Disfonetik Disleksi: İşitsel kavrama ve ayırt etme becerileri zayıftır.Fonetik bozukluğu olan çocuklar bu grupta yer alırlar. Dil ve sözlü ifade alanında güçlük çekmektedirler. Sözcüklerin fonetik ayrımını yapamazlar. Fonolojik model disleksinin klinik görünümü ve nörologların beynin fonksiyonu ve organizasyonu ile ilgili bulgularıyla tutarlı görünmektedir. Linguistler dil sistemini, her bir dilin belirli bir yönüyle ilgili olan bileşenlerin aşamalı olarak dizilişi şeklinde ifade etmektedirler. Bu dizilişin en alt basamağı dilin içerdiği ayırt edici ses parçacıkları yani fonemlerdir. Kelimelerin tanınması, anlaşılması ve bellekte depolanması ya da gramer açısından incelenmesi için beynin fonolojik modülü tarafından fonetik birimlere ayrılması gerekmektedir.Bu süreç konuşma dilinde otomatik olarak gerçekleşmektedir. Liberman’a göre konuşma doğal, okuma bir buluş olduğundan bilinç düzeyinde öğrenilmesi gerekir. Okumada birey görsel, simgesel yazıyı dille ilgili kavramlara çevirir, harfleri seslere dönüştürür. Ayrıca bu seslerin yazıda dizilişini de anlaması gerekir. Dizilişi anlayamazsa sesleri farklı sıralayabilir, heceleri karıştırabilir. Okuma bozukluğu olan çocuklarda yazının anlaşılmasını engeller.

2. Disidetik Disleksi: Bu tipteki çocuklar zihinde canlandırma yetenekleri bozuk olduğu için harflerin, sembollerin görsel-mekansal analizini ve ayrımlaştırmayı yapamazlar. Bu nedenle harflerin sırasını karıştırır, ters çevirir, günleri, ayları sırayla söylemede zorlanır.

3. Karma Tip: Her iki gruptaki özellikleri taşırlar.

ÖZGÜL ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ-İşitsel Algı Bozuklukları:

İşitsel Algı Bozuklukları: Duyulan sesleri yanlış algılayabilir. Benzer sesler arasındaki farkı ayırt etmeye bağlı güçlüğü olan çocuklar sesleri birbirine karıştırabilirler. Örneğin; soba yerine sopa, kova yerine kafa, bavul yerine davul gibi.
İşitsel Figür-Zemin ayırt etme güçlüğü: Aynı anda işitilen farklı seslerden birine odaklanma güçlüğü olarak tarif edilen bu sorunda çocuk farklı seslerin figür-zemin ayırımını yapmakta güçlük çekebilir. Örneğin; TV seyrederken kendisine seslenince bakmaz, işitmiyormuş gibi görünürler. Yine TV seyrederken duydukları kapı ya da telefon sesinin bulundukları mekandan mı yoksa TV’den mi geldiğini ayıt edemezler.İşitsel algıda kopukluk (auditory lag) ardarda söylenen mesajların bir kısmını kaçırabilirler, algılayamazlar. Örneğin; odana git, arkadaşına telefon edip ödevlerini al ve kitaplarınla birlikte buraya gel denildiğinde bu mesajın bir kısmını duyar yerine getirir, diğerlerini duymaz. Uzun komutlar verildiğinde bir kısmını yapamayabilir.

Dokunsal Algı Bozuklukları: Dokunsal algı sorunu olan çocuklar gözleri kapalıyken dokunma duyusu yardımıyla nesneleri tanımlayamaz. Örneğin; eline verilen oyuncağın ne olduğunu anlayamaz, avucuna yazılan sayı ve yazıyı tanımlamakta güçlük çeker.

ÖZGÜL ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ -Görsel Algı Bozuklukları:

Görsel Algı Bozuklukları: Şekil-pozisyon algısındaki bozukluk , şekil-zemin algısındaki bozukluk ya da uzaklık-derinlik-boyut algısındaki bozukluktur.

Şekil-Pozisyon algısındaki bozukluk: Çocuk gördüğü şeyin şekil ve pozisyonunu algılamada güçlük çekebilir. Harfleri ters ya da dönmüş olarak algılayabilir.Örneğin; b-p,3-5,6-9,p-b gibi harf ve rakamları ters çevirir. Sözcükleri ters çevirebilir, koç-çok,ev-ve gibi. Bu güçlükler çocuk okula başladığında fark edilir. Okul öncesinde şekil-pozisyon algılama olgunluğu henüz yerleşmemiş olabilir. Okula başladıklarında o olgunluğa ulaşmış sayılırlar. Birinci sınıf acemilik dönemidir. İkinci sınıfın birinci döneminden itibaren bu sorunların görülmemesi gerekir.

Şekil-Zemin algısındaki bozukluk: Bu problem, bir bütünün önemli olan bir parçasına odaklaşmada zorluklara neden olur. Okuma bu beceri ile ilgilidir. Çünkü okuma söz dizilerine odaklaşmayı, soldan sağa ve satır satır izlemeyi gerektirir. Bu alanda sorunu olan çocuklar okumada satır atlama, satır tekrarlama, sözcük atlama türünden hatalar yaparlar.

Uzaklık-derinlik-boyut algılamada bozukluk: Çocuk derinliği kestiremediği için eşyalara çarpar, sandalyeden düşer. Açık alanda oynarken mekanda pozisyonlarını algılamada, sağ-sol ayırt etmede güçlük çeker. Top yakalamak, ip atlamak, yap-boz yerleştirmek, çekiç kullanmak bu problemin olan çocuklar için güç işlerdir.

DİSLEKSİ BELİRTİLERİ

BELİRTİLER
Özel öğrenme güçlüğü okul öncesi dönemde bazı belirtilerle kendini göstermeye başlar. Ancak bu dönemde kesin tanı konulması güçtür.

OKUL ÖNCESİ DÖNEM BELİRTİLERİ
Konuşmanın gecikmesi ve diğer konuşma bozuklukları (kelimeleri doğru telaffuz etmekte güçlük, kelime dağarcığının yetersiz ve yavaş gelişmesi, bir şey anlatırken zorlanma, az konuşma)
Zayıf kavram gelişimi (Büyük-küçük, ince-kalın, üst-alt, iç-dış, önce-sonra gibi kavramları öğrenememe, karıştırma)
Yetersiz motor gelişim ( öz-bakım becerilerini öğrenmekte güçlük, düğme iliklemeyi öğrenememe, beceriksizlik (sakarlık), çizim veya kopyalamaya karşı isteksizlik

İLKOKUL DÖNEMİNE İLİŞKİN BELİRTİLER
Akademik başarı: Özel öğrenme güçlüğü olan çocuklar birçok alanda zeki görünmelerine karşın akademik açıdan başarısızlık yaşarlar. Bu anne babanın beklemediği ve öğretmeni de şaşırtan bir durumdur. Başarı durumu değişkendir, bazı derslerde başarısı normal/normal üstü iken, bazı derslerde düşüktür) .
Okuma Becerisi: Disleksisi olan çocuklar 1. sınıfta okumayı öğrenmede zorlanırlar ve gecikirler. Diğer sınıflarda ise okumaları hız ve nitelik açısından yaşıtlarından geridir. Harf-ses uyumu gelişmemiştir, bazı harflerin seslerini öğrenemez, harfin şekli ile sesini birleştiremez, kelimeleri hecelerken ya da harflerine ayırırken zorlanır, sınıf düzeyinde bir parçayı okuduğunda anlamakta zorlanır, başkasının okuduklarını daha iyi anlar.
Yazma Becerisi: Disgrafi yani yazma bozukluğu olan çocuklar 1. sınıfta yazmayı öğrenmede zorlanırlar ve gecikirler. Bazı harf, sayı ve kelimeleri ters yazar ya da karıştırırlar. “Çok” yerine “koç”, “ev” yerine “ve”, “soba” yerine “sopa”, b-d, m-n, ı-i, 2-5, d-t, ğ-g gibi. Yazarken bazı harfleri, heceleri atlar ya da harf/hece ekler, sınıf düzeyine göre yazılı imla ve noktalama hataları yapar, küçük-büyük harf, noktalama, hece bölme hataları, yazarken kelimeler arasında hiç boşluk bırakmaz ya da bir kelimeyi iki-üç parçaya bölerek yazar, ka lem, yapa bil mektedir gibi. Yaşıtlarına oranla el yazıları okunaksız ve çirkindir, yavaş yazarlar, tahtadaki yazıyı defterine çekerken ya da öğretmenin okuduğunu defterine yazarken zorlanırlar.
Aritmetik Becerileri: Aritmetikte sayı kavramını anlamakta güçlük çekerler. Bazı aritmetik sembolleri öğrenmekte zorlanır, karıştırırlar. Sınıf düzeyine göre çarpım tablosunu öğrenmekte geri kalırlar. Dört işlemi yaparken yavaştırlar. Problemi çözüme götürecek işleme karar veremezler, yaşına uygun seviyedeki matematik problemlerini yaparken otomatik olarak tepki vermekte zorlanırlar.
Çalışma Alışkanlığı Kendi başlarına çalışma alışkanlığı gelişmemiştir. Öğrenme stratejileri eksiktir, nasıl çalışacaklarını, nasıl daha fazla bilgi edineceklerini ve öğrendiklerini nasıl hatırlayacaklarını bilemezler.
Organize Olma Becerileri: Üzerine aldığı görevleri düzenlemekte zorluk çeker, nereden ve nasıl başlayacaklarını bilemezler. Plan yapmak ve zamanı ayarlamakta güçlük çekerler.
Oryantasyon (Yönelim) Becerileri: Sağ-sol, doğu-batı,kuzey-güney kavramlarını öğrenmede zorlanırlar. Zamana ilişkin kavramları (dün-bugün, önce-sonra, gün, ay, yıl, mevsim gibi) kavramlarını karıştırırlar. Hangi aydayız denilince salı, hangi mevsimdeyiz denilince şubat diyebilirler. Saati öğrenmekte zorlanırlar.
Sıraya Koyma Becerisi: Haftanın günlerini, ayları, mevsimleri doğru saysa bile aradan sorulduğunda (cumadan önce hangi gün gelir, marttan sonra hangi ay gelir, haftanın dördüncü günü hangisidir gibi) yanıtlamakta zorluk çeker ya da yanlış yanıtlarlar.
Sözel İfade Becerisi: Duygu ve düşüncelerini sözel olarak ifade etmekte zorlanırlar. Konuşurken düzgün cümleler kuramaz, heyecanlanır, takılır, şaşırırlar.
Motor Beceriler: Top yakalama, ip atlama, gibi işerde yaşıtlarına oranla beceriksizdirler. Sakarlık vardır, sık sık düşer, yaralanır, istemeden bir şeyler kırarlar. Çatal-kaşık kullanmakta, ayakkabı-kravat bağlamakta zorlanırlar. İnce motor becerilere dayalı işlerde (düğme ilikleme, makas kullanma, boncuk dizme gibi) zorluk çekerler.
Özel öğrenme güçlüğü olan çocuklarda yukarıda söz edilen belirtilerin hepsinin bulunması gerekmez. Her çocuğun kendine özgü bir profili vardır.

Disleksi (Özel Öğrenme Güçlüğü)

TANIM
Özel Öğrenme Güçlüğü, bir çocuğun zekası normal ya da normalin üstünde olmasına rağmen, dinleme, düşünme, anlama, kendini ifade etme, okuma- yazma veya matematik becerilerinden bir ya da birkaçında yaşıtlarına ve zekasına oranla düşük başarı göstermesidir. Okuma Bozukluğu, Yazılı Anlatım Bozukluğu, Matematik Bozukluğu alt gruplarını içerir.
Özel öğrenme güçlüğü:
Doğuştandır.
Görme işitme sorununa bağlı değildir.
Zeka sorununa bağlı değildir.
Eğitimdeki aksamalar, sık okul değişikliği gibi nedenlere bağlı değildir.
Beyindeki bazı farklılıklar nedeniyle öğrenme süreçlerinden bir ya da birkaçında aksama olur.

Özel Öğrenme Güclüğü ( SLD )


Özel Öğrenme Güclüğü ( SLD ) normal ve normal üst bir zekaya sahip,görme ( gözlük olabilir),işitme ve dokunsal duyularında sorunu olmayan,duygusal bozukluklar göstermeyen,öğrenme için gerekli olan ortamlarda bulunmuş ve öğrenme fırsatlarından yararlanmış olmasına karşın öğrenme güclükleri çeken bireyi ifade eder.

Yazılı ya da sözlü dili anlamak ya da kullanabilmek için gerekli olan bilgi alma süreçlerinin birinde ya da birkaçında ortaya çıkan ve dinleme, konuşma, okuma, yazma, heceleme, dikkat yoğunlaştırma ya da matematiksel işlemleri yapmada yetersizlik nedeniyle, bireyin eğitim performansının ya da sosyal uyumunun olumsuz yönde etkilenmesi durumudur.
( Kırcaalı-Iftar, 2000 )

Birey, özel öğrenme güçlüğü kategorilerinin birden fazlasını(Okuma, yazma,matematiksel işlem ve dikkat eksikliğini bir arada) gösterebileceği gibi sadece bir kategoride de eksiklik gösterebilir(sadece okuma eksikliği).


Dikkat Eksikliği, Özel Öğrenme Güçlüğünden tamamen ayrı bir farklılıktır. Dikkat eksikliği tanısı konmuş bireylerin aynı zamanda Özel Öğrenme Güçlüğü belirtisini beraberinde taşıması beklenmez.


Fakat, araştırmalar gösteriyor ki Özel Öğrenme güçlüğü çeken bireylerin %40’ı Dikkat Eksikliği ve- veya Hiperaktiviteyi de beraberinde gösteriyor.

11 Oca 2012

KEKEMELİKTE SINIF ÖĞRETMENİNE DÜŞEN GÖREVLER

1.       Çocuğu kekeme diye damgalamayınız. Siz damgalarsanız o da kendini kekeme görmeye başlar. Oysa damgalanmadığında çocuk bu dönemi kendiliğinden tehlikesizce atlatabilir.
2.       Çocuğun konuşması üzerine aşırı titizlik göstermeyiniz. Onu sakin dinleyiniz. Endişeden uzak olunuz. Çocuk bir şey söylemek istediğinde acele ve telaşa kapılmadan, söyleyebileceği kadar zaman ve fırsat veriniz.
3.       Çocuğu konuşmada acele ettirmeyiniz. Sizin ve diğer arkadaşlarının iyi, sabırlı dinleyiciler olduğunu çocuk hissetsin.
4.       Hiçbir zaman çocuğa “Dur, acele etme”, ”Yeniden başla”, ”Önce derin bir nefes al” gibi uyarılarda bulunmayınız. Bütün bu uyarılar onun dikkatini konuşması üzerine toplamasına neden olur. Bu da zararlıdır.
5.       Çocuk konuşurken onun dudak devinimlerine değil gözünün içine bakınız.
6.       Sınıfta rahat bir hava yaratınız. Çocuklarınız sıkılmasın, sinirleri gerilmesin. Böylesi havadan kekeme çocuk daha çok yararlanır.
7.       Sınıfta hızlı konuşmaktan, askerce emirler vermekten sakınınız.
8.       Sıkı disiplinden kaçınınız. Alayı ve acı şakaları disiplin yolu olarak kullanmayınız.
9.       Çocukla samimi ve candan ilgilenin. Ona sevgi ve sevecenlik gösteriniz.
10.   Çocuktan yapamayacağı kadar çok şey beklemeyiniz.
11.   Sınıf içinde çocuğun güven ve mutluluk duyacağı önlemleri alınız.
12.   Sınıf kekeme çocuğa karşı olan tutumunu kontrol ediniz. Kekemeye gülmemelerini, alay etmemelerini söyleyiniz. Bunu kekeme çocuk sınıfta yokken yapınız. Çocuğun şimdiki konuşmasının böyle olduğunu, fakat kısa zamanda onun da düzgün konuşmayı kazanabileceğini, özellikle eğer ona gülmeden, sakin biçimde dinleyerek yardım ettiklerinde, bu güçlüğü daha kolay yenebileceğini sınıfa anlatmak gerekir. Fakat bu konuda öğretmenin tutumunun en iyi örnek olacağını unutmamak gerekir.
13.   Sınıf ta şiir okunur ya da sözlü anlatım çalışmaları yapıldığında kekeme için özel önlemler alınız. Ezber ödevi verilecekse bunun çocuğun durumuna uygun, kısa ve kolay olmasına dikkat edilmesi gerekir. Çocuğun bu etkinlerdeki başarısı görülüp beğenilmelidir.
14.   Sınıfta yapılacak koro çalışmaları, toplu söylenen diğer müzik çalışmaları, ritmik etkinlikler kekeme için yararlı olur. Bunun için böylesi çalışmalara olabildiğince yer verilmesi iyi olur.
15.   Çocuğun başarılı olduğu, iyi yaptığı işlerle kendini sınıfa kabul ettirmesine yardımcı olunuz, bunun için fırsatlar hazırlayınız.
16.   Sınıf yapılan küme çalışmalarında ona iyi görevler veriniz.
17.   Kişisel kusurlarını azaltmaya yardım ediniz ve bu konuda gereken önlemleri alınız.
18.   Çocuğun yanında başkalarıyla onun kusurları, özellikle konuşma özrü hakkında konuşmayınız.
19.   Ona bazı özel ödevler veriniz. Konuşma ödevi, okul müdürüne ya da bir yetişkine, yandaki sınıf öğretmenine iletecek haber, oradan aldırtacak bir şey için görevlendirme gibi.
20.   Aile iyi tanıyın, onlarla işbirliği yapınız. Sizin okulda yapmaya çalıştığınızı onlar evde yıkmasınlar. Gerekli önlemleri birlikte alınız. Evde eksik kalan yanları okulda siz tamamlamaya çalışınız.
21.       Kekeme, kekemelik, kekeleme gibi sözcükleri kullanmaktan sakınınız. Bunun yerine çocuk kekelerken ne yapıyorsa onu kullanınız. Tekrar, uzatma, irkilme gibi.
22.       Onun konuşmasını olduğu gibi kabul ediniz. Siz kabul ederseniz çocuk kendisinin de kabul eder, konuşma için sinirlenmez, konuşma kaygısı geliştirmez. Öte yandan bu tutumunuz sınıftaki diğer öğrencilere de örnek olur. Onlar da arkadaşının kekeme konuşmasını daha kolay kabul eder ve anlayışla karşılarlar.
23.       Çocuğun en az kekelediği durum ve koşulları saptayınız. Sınıf bu gibi durumlarda onu konuşturunuz.
24.       Çocukla problem hakkında konuşunuz, kekelediği ve kekelemediği zamanlarda onun olumlu-yeterli ya da yetersiz yönlerini bulunuz. Sonradan bunlardan yararlanarak özlendirici önlemler alınız.
25.       Çocuğa kendi problemini gülmece açısından görüp ele almasından yardımcı olunuz. Çocuk kendi kekemeliğine kendisi gülebilmeli. Eğer çocuk kekemeliği için çok duyarlı davranmazsa arkadaşlarının onunla daha az alay edeceğini anlamalı. Böyle davrandığı, yani kekemeliğine duyarlı olmadığı, kızdığı sürece arkadaşları ona gülmeyecek, o arkadaşlarıyla birlikte gülecektir. Çocuk bu olgunluğa getirilmeli.
26.       Çocuk kekelemeden konuştuğunda farkına varınız ve beğeninizi belli ediniz. Yalnız beğeninizi belli ederken bazı hususlara dikkat ediniz. Kekelemeden yaptığı konuşma için “Aferin can, çok güzel ve düzgün konuştun.” demek beğeniden çok “Eskiden hiçte iyi konuşamıyordun ya da diğer zamanlardaki konuşmaların berbattı” anlamına gelebilir. Bu bakımdan sadece “Çok iyi pekala.”demek yeterli olur. Hatta konuşmasını memnunlukla karşıladığınızı gösterir bir bakış bile yeterli bir beğeni kazanır.
27.       Konuşurken çocuk belli bir tutulma gösterirse, çocuğun dikkati hemen başka tarafa çekilmeli. Böylece çocuk tutulduğunun bilincine varmadan diğer etkinlik içine girmiş olur. Öte yandan konuşmada o belirli bir seste takılıp kalmaktan da kurtulmuş olur.
28.       Sınıfta çocuğa bazı özel haklar tanıyınız. Özellikle sözlü çalışmalarda bazı kolaylıklar sağlanmalı. Gönüllü olarak şiir, monolog söylemesine izin verilmeli. Yazılı ödev hazırlayıp sunmada da aynı kolaylık düşünülmelidir.
29.       Çocuk konuşurken bir sözcük ya da seste tutulursa onu tamamlamak için yardım etmeyiniz. Kendisi tamamlasın. Sözün sonunu getirmesini bekleyin. Yedinci maddede belirtilen önlemlerden yararlanılarak sözünü tamamlamasına olanak hazırlanabilir.
30.   Sözlü etkinliklere, özellikle sorulara yanıt vermesi gereken sözlü türündeki etkinliklerde sorularınızı önceden seçiniz ve çok kısa yanıtlanacak türden, örneğin “evet”, ”hayır”, ”var”, ”yok” gibi olmasına özen gösteriniz.
31.   Her türlü konuşma pekiştirme etkinliklerine sınıfta yer veriniz. Konuşma oyunları, kukla oyunları, yaşantı öyküleri, fıkra anlatma, dramatizasyon, vb. gibi etkinlikler yararlı olur.