11 Oca 2012

KEKEMELİKTE SINIF ÖĞRETMENİNE DÜŞEN GÖREVLER

1.       Çocuğu kekeme diye damgalamayınız. Siz damgalarsanız o da kendini kekeme görmeye başlar. Oysa damgalanmadığında çocuk bu dönemi kendiliğinden tehlikesizce atlatabilir.
2.       Çocuğun konuşması üzerine aşırı titizlik göstermeyiniz. Onu sakin dinleyiniz. Endişeden uzak olunuz. Çocuk bir şey söylemek istediğinde acele ve telaşa kapılmadan, söyleyebileceği kadar zaman ve fırsat veriniz.
3.       Çocuğu konuşmada acele ettirmeyiniz. Sizin ve diğer arkadaşlarının iyi, sabırlı dinleyiciler olduğunu çocuk hissetsin.
4.       Hiçbir zaman çocuğa “Dur, acele etme”, ”Yeniden başla”, ”Önce derin bir nefes al” gibi uyarılarda bulunmayınız. Bütün bu uyarılar onun dikkatini konuşması üzerine toplamasına neden olur. Bu da zararlıdır.
5.       Çocuk konuşurken onun dudak devinimlerine değil gözünün içine bakınız.
6.       Sınıfta rahat bir hava yaratınız. Çocuklarınız sıkılmasın, sinirleri gerilmesin. Böylesi havadan kekeme çocuk daha çok yararlanır.
7.       Sınıfta hızlı konuşmaktan, askerce emirler vermekten sakınınız.
8.       Sıkı disiplinden kaçınınız. Alayı ve acı şakaları disiplin yolu olarak kullanmayınız.
9.       Çocukla samimi ve candan ilgilenin. Ona sevgi ve sevecenlik gösteriniz.
10.   Çocuktan yapamayacağı kadar çok şey beklemeyiniz.
11.   Sınıf içinde çocuğun güven ve mutluluk duyacağı önlemleri alınız.
12.   Sınıf kekeme çocuğa karşı olan tutumunu kontrol ediniz. Kekemeye gülmemelerini, alay etmemelerini söyleyiniz. Bunu kekeme çocuk sınıfta yokken yapınız. Çocuğun şimdiki konuşmasının böyle olduğunu, fakat kısa zamanda onun da düzgün konuşmayı kazanabileceğini, özellikle eğer ona gülmeden, sakin biçimde dinleyerek yardım ettiklerinde, bu güçlüğü daha kolay yenebileceğini sınıfa anlatmak gerekir. Fakat bu konuda öğretmenin tutumunun en iyi örnek olacağını unutmamak gerekir.
13.   Sınıf ta şiir okunur ya da sözlü anlatım çalışmaları yapıldığında kekeme için özel önlemler alınız. Ezber ödevi verilecekse bunun çocuğun durumuna uygun, kısa ve kolay olmasına dikkat edilmesi gerekir. Çocuğun bu etkinlerdeki başarısı görülüp beğenilmelidir.
14.   Sınıfta yapılacak koro çalışmaları, toplu söylenen diğer müzik çalışmaları, ritmik etkinlikler kekeme için yararlı olur. Bunun için böylesi çalışmalara olabildiğince yer verilmesi iyi olur.
15.   Çocuğun başarılı olduğu, iyi yaptığı işlerle kendini sınıfa kabul ettirmesine yardımcı olunuz, bunun için fırsatlar hazırlayınız.
16.   Sınıf yapılan küme çalışmalarında ona iyi görevler veriniz.
17.   Kişisel kusurlarını azaltmaya yardım ediniz ve bu konuda gereken önlemleri alınız.
18.   Çocuğun yanında başkalarıyla onun kusurları, özellikle konuşma özrü hakkında konuşmayınız.
19.   Ona bazı özel ödevler veriniz. Konuşma ödevi, okul müdürüne ya da bir yetişkine, yandaki sınıf öğretmenine iletecek haber, oradan aldırtacak bir şey için görevlendirme gibi.
20.   Aile iyi tanıyın, onlarla işbirliği yapınız. Sizin okulda yapmaya çalıştığınızı onlar evde yıkmasınlar. Gerekli önlemleri birlikte alınız. Evde eksik kalan yanları okulda siz tamamlamaya çalışınız.
21.       Kekeme, kekemelik, kekeleme gibi sözcükleri kullanmaktan sakınınız. Bunun yerine çocuk kekelerken ne yapıyorsa onu kullanınız. Tekrar, uzatma, irkilme gibi.
22.       Onun konuşmasını olduğu gibi kabul ediniz. Siz kabul ederseniz çocuk kendisinin de kabul eder, konuşma için sinirlenmez, konuşma kaygısı geliştirmez. Öte yandan bu tutumunuz sınıftaki diğer öğrencilere de örnek olur. Onlar da arkadaşının kekeme konuşmasını daha kolay kabul eder ve anlayışla karşılarlar.
23.       Çocuğun en az kekelediği durum ve koşulları saptayınız. Sınıf bu gibi durumlarda onu konuşturunuz.
24.       Çocukla problem hakkında konuşunuz, kekelediği ve kekelemediği zamanlarda onun olumlu-yeterli ya da yetersiz yönlerini bulunuz. Sonradan bunlardan yararlanarak özlendirici önlemler alınız.
25.       Çocuğa kendi problemini gülmece açısından görüp ele almasından yardımcı olunuz. Çocuk kendi kekemeliğine kendisi gülebilmeli. Eğer çocuk kekemeliği için çok duyarlı davranmazsa arkadaşlarının onunla daha az alay edeceğini anlamalı. Böyle davrandığı, yani kekemeliğine duyarlı olmadığı, kızdığı sürece arkadaşları ona gülmeyecek, o arkadaşlarıyla birlikte gülecektir. Çocuk bu olgunluğa getirilmeli.
26.       Çocuk kekelemeden konuştuğunda farkına varınız ve beğeninizi belli ediniz. Yalnız beğeninizi belli ederken bazı hususlara dikkat ediniz. Kekelemeden yaptığı konuşma için “Aferin can, çok güzel ve düzgün konuştun.” demek beğeniden çok “Eskiden hiçte iyi konuşamıyordun ya da diğer zamanlardaki konuşmaların berbattı” anlamına gelebilir. Bu bakımdan sadece “Çok iyi pekala.”demek yeterli olur. Hatta konuşmasını memnunlukla karşıladığınızı gösterir bir bakış bile yeterli bir beğeni kazanır.
27.       Konuşurken çocuk belli bir tutulma gösterirse, çocuğun dikkati hemen başka tarafa çekilmeli. Böylece çocuk tutulduğunun bilincine varmadan diğer etkinlik içine girmiş olur. Öte yandan konuşmada o belirli bir seste takılıp kalmaktan da kurtulmuş olur.
28.       Sınıfta çocuğa bazı özel haklar tanıyınız. Özellikle sözlü çalışmalarda bazı kolaylıklar sağlanmalı. Gönüllü olarak şiir, monolog söylemesine izin verilmeli. Yazılı ödev hazırlayıp sunmada da aynı kolaylık düşünülmelidir.
29.       Çocuk konuşurken bir sözcük ya da seste tutulursa onu tamamlamak için yardım etmeyiniz. Kendisi tamamlasın. Sözün sonunu getirmesini bekleyin. Yedinci maddede belirtilen önlemlerden yararlanılarak sözünü tamamlamasına olanak hazırlanabilir.
30.   Sözlü etkinliklere, özellikle sorulara yanıt vermesi gereken sözlü türündeki etkinliklerde sorularınızı önceden seçiniz ve çok kısa yanıtlanacak türden, örneğin “evet”, ”hayır”, ”var”, ”yok” gibi olmasına özen gösteriniz.
31.   Her türlü konuşma pekiştirme etkinliklerine sınıfta yer veriniz. Konuşma oyunları, kukla oyunları, yaşantı öyküleri, fıkra anlatma, dramatizasyon, vb. gibi etkinlikler yararlı olur.



KEKEMELİKTE OYUN TERAPİSİ:

Araçlı, araçsız tüm oyun terapileri yararlı olmaktadır. Uzman çocukla iyi ilişkiler kurar, çocuğa kendini sevdirirse ilk adımı başarılı olarak atmıştır. Herhangi bir oyuncakla ya da başka bir araçla oynamaya başlar. Uzman oynarken, kendi kendine yüksek sesle ve oyunla ilgili olarak konuşmaya başlar. Bu sırada uzman, çocuğun konuşmasındaki akıcılığın temelini yakalamaya çalışır. Akıcılığın temeli, çocuğun kekeme belirtisi göstermeden konuşabildiği konuşma hızıdır. Temel hız saplandıktan sonra uzman, konuşmayı yavaş yavaş hızlandırır. Çocukta hızlandırmasını ister. Çocuk kekeleme belirtisi göstermeye başlayınca, hemen hızlandırmayı durdurur. Yeniden temel hıza döner. Bir süre hızla konuştuktan sonra, yeniden hızlandırma girişiminde bulunur. Böylesi denemenin bir terapi seansında dört kez den fazla yapılması gerektiği söylenir.
Çocukla yapılacak çalışmalarda, onun gerginliğinin azaltılması, gevşetilip rahatlatılması önemli bir yer tutar.

KEKEMELİKTE EBEVEYN VE ÇOCUK İLİŞKİSİNİ DÜZENLEME:

Konuşmanın kazanılması, geliştirilmesi, pekiştirilmesi uygun konuşma ortamının varlığına sıkı sıkıya bağlıdır. Aile içi havanın hoş hale getirilmesi önemlidir. Evdekiler arasındaki geçimsizlik, sinirlilik halleri çabucacık çocuğa geçer. Bu durumlar çocuğun kekemeliğini artırır. Aile içindeki ve çevresindeki bütün konuşma engelleri kaldırılmalıdır. Konuşurken çocuğun susturulması; çocuk için, onun adına konuşulması; ona kolay konuşma yolu diye (yavaş konuş, derin nefes al, ne söyleyeceğini iyi düşün, vb. gibi) bazı önerilerde bulunma; tutulduğu zaman alay etme; konuşma standardını yüksek tutma; yanlış konuştuğunda ya da tutulduğunda cezalandırma; yorgun ve heyecanlı olduğu anlarda konuşmaya zorlama, yavaş konuştuğunda hızlı konuşmaya zorlama gibi ilk bakışta önemsiz görünen, fakat çocuğun konuşmasını engelli hale getiren ya da engelini artırarak geliştiren durumlar ortadan kaldırılmalıdır.

Çocuk konuşma olarak ve koşullarına sahip kılınmalıdır. Konuşmaya, öykü anlattırmaya, şiir okumaya özendirilme ve kendisine olanak tanınmalıdır. Ana baba, öğretmen ve diğer yetişkinler çocuğun kekemeliğine karşı duygusal tepkide bulunmamalı. Sabırlı ve anlayışlı olmalıdırlar. Çocuk kekelediğinde, ana baba konuşmanın sonuna kadar sabırla beklemelidir. Çocuk her durumda sözünü bitirme olanak ve şansına sahip olmalıdır. Bunu hissetmelidir. Çocuğun kekemelikle ilgili üzücü anılarını silmek, hiç değilse canlandırmamak için çaba harcanmalıdır. Çocuk kekelediğinde onun dikkatini başka yönlere çekmek bunun en kolay yollarından biridir.

KEKEMELİK VE ANNE-BABA KAYGISINI AZALTMAK

Çocuğunun kekelediğini sanıp telaşa kapılan ana babanın bu telaş ve kaygıdan kurtarılması çok önemlidir. Onlardaki bu telaş ve kaygı yenilmedikçe, çocuklarının bu kritik dönemi kekeme olmadan atlatabilmesi güç, hatta olanaksızdır. Tanıyı ustalıkla söyleyebilme ve kekemelikle konuşma gelişimi hakkında bilgi verme bu konuda oldukça yardımcı olmaktadır.

Tanı ana babaya ustalıkla söylenmelidir. Birinci dönem kekemeliği zaten bu kolaylığı kendiliğinden sağlar. Ana babaya şöyle söylenebilir: ”Evet, çocuğunuz kekeliyor. Fakat kekemeliği çok değişik. Daha doğrusu çok hafif. Biz buna birinci dönem kekemeliği diyoruz. Aslında bu, tam kekemelik sayılmaz. Konuşmasını daha akıcı hale getirmek için gerekli beceriyi kazandırmada çocuğunuza yardımcı olabiliriz. Zaten konuşması akranlarınkinden çok az farklı. Bu farkı daha da azaltabiliriz”.

Ana babaya konuşma gelişimi hakkında bilgi verilmelidir. Birçok ana baba, özellikle çocuğunda kekemelik olduğundan kuşkulananlar, çocuklarının konuşması üzerine çok düşerler. Düşerler, çünkü çoğunlukla konuşma gelişimi hakkında bilgi sahibi değillerdir ya da yanlış bilgiye sahiptirler. Çocuğun konuşması üzerine düşme bazen endişe ve telaşa kapılacak kadar fazla olur. Bu bakımdan ana babaya bazı temel bilgiler verilmelidir.
  • Her çocuğun kendine özgü konuşma gelişimi hızı vardır. Beden gelişimi çocuktan çocuğa ve aynı çocukta zamandan zamana değişik hızda olur. Konuşma gelişimi de beden gelişimi gibi değişik gelişme hızı gösterir. Bazı çocuğun konuşması akranlarından biraz yavaş gelişebilir. Ama bu, onun konuşması geç kalacak ya da geri demek değildir.
  • Konuşma gelişimini etkileyen bazı etmenler vardır. Çocuğun aile içindeki yeri ve sırası, cinsiyeti, zekası, ana babanın konuşma becerisi ve düzeyi gibi. Bunlar çocuğun kendi elinde olmayan hususlardır. Elinde olmayan bu etmenlerden çocuğu sorumlu tutmak yararsız ve yersizdir.
  • Dikkatli, soğukkanlı ve kararlı ana babalar telaşlı, heyecanlı ana babalardan daha çok yararlı olmaktadır çocukların konuşmasında.
  • Konuşma, konuşmadan hoşlanmadıkça kazanılamaz ve geliştirilemez. Öyleyse konuşmayı sevilir hale getirmek zorunludur. Bu da büyüklerin yapması gereken bir şeydir.
  • Çocuk konuşmadan önce ses çıkarmaktan hoşlanır hale getirmelidir. Bu da onun ses çıkardığı zamanlarda beğenilmesine ve özendirilmesine bağlıdır.
  • Akıcı konuşma bir anda oluşmaz. Zaman gerektirir. Zaman gerektiren her şey sabırlı olmayı gerektirir.

27 Ağu 2011

İşitme Engellilerde Dinleme Becerisinin Geliştirilmesinde Nelere Dikkat Edilir?

DİNLEME BECERİSİNİN ÖĞRETİLMESİ
1- Öncelikle işitme kaybının derecesi ne olursa olsun her çocukta işitme kalıntısının olduğu kabul edilmeli ve bu işitme kalıntısını en iyi şekilde kullanılabilir hale gelmesi için yardımcı olunmalıdır.
2- Dinleme becerisini kazandırılması, çocuğun içinde yaşadığı çevrede oluşan sesleri tanımlayabilmesi, benzerlik ve farklılıklarını ayırdedebilmesi ve duyduğu seslere anlam verebilmesi için gereklidir.
3- İdeal dinleme ortamının sağlanabilmesi için, normal ses tonu değiştirilmeden konuşmalı, gürültüden uzak sakin bir ortam seçilmeli, çocukla göz kontağı kurarak ve onun göz seviyesine inerek konuşulmalıdır.
4- İşitme engelli çocuğa sahip anne-babalar, konuşmanın doğal olarak öğrenilmesinde çok önemli rolü olan dinleme becerisinin kazandırılması için;
-  Çocuğun dikkatini sürekli çevrede oluşan seslere çekmeli,
-  Evde ya da sokakta meydana gelen durumlarla ilgili konuşmalar düzenlenmeli,
- Ses çıkaran nesne ve oyuncakları tek tek tanıtmalı,
-  Karşılıklı sesler çıkarmayla ilgili oyunlar oynamalı, basit çocuk şarkıları  söylemeli,
-  Evde  ya da sokakta oluşan  seslere dikkatini çekmeli,
-  Her durumla ilgili çocuğun düzeyine uygun ifadelerle basit açıklamalarda  bulunmalı, Başarılarını sürekli överek cesaretlenmesine yardımcı olmalıdır.
-  Normal ya da işitme engelli çocuklar için konuşmayı öğrenebilmede izlenen sıra  aynıdır.
                            ODYOLOJİ, KONUŞMA VE SES BOZUKLUKLARI UZMANI
                                      PELİN KİŞİOĞLU KALAN

Konuşmayı Öğrenme-İşitme Engelli Çocuklar

İşitme engelli çocuklar konuşmayı öğrenebilir. Birçok işitme engelli çocuk isteyerek ve kolayca konuşmayı öğrenebilir. Onların ihtiyacı olan şey yardım, cesaretlendirme, ve donanımdır.

Eğlenerek Konuşmayı öğrenme:
Oynama ve dinleme yoluyla birçok çocuk sesleri tanıyabilir. Eğer onlara konuşma ve başka sesleri dinleme fırsatı verilirse, bu çocuklar öğrenebilir. Bütün çocuklar farklı seslerden hoşlanır. Çocuklar kendi kendilerine de gürültü yapabilirler. Onlara herhangi biri konuştuğu zaman aynı sesi kullanarak cevap verirler.
Farklı sesleri dereceli olarak hissedebilirler. Örneğin çamaşır makinesinin sesi ile elektrikli süpürgenin sesini ayırt edebilirler. Daha başka ve farklı sesleri tanımada sizin yardımınıza ihtiyaç duyarlar. Günlük yaşantılarında sıradan ve etrafındaki basit seslerden de yararlanabilirler.

Birlikte konuşma:
Bebekler anne ve babaları ile konuşur. İlk önce anne ve baba onunla konuşmaya çalışır. Daha sonra diğer yetişkinlerde doğal ritim içerisinde bebeklere doğru dönerek kısa cümlelerle konuşmalıdır. Bizler konuşmalarımızdaki şive ve vurgulamaları ahenkli halde söylersek bu çocuklara çok fazla yardımcı olacaktır. Onlarla daha hoş iletişim kurmamamızı sağlayacaktır. Yakın bir zaman sonra bebekte çağıldayarak buna katılacaktır.

Bunları yapmayın:
Çocuğunuz konuşmaya ya da ses çıkartmaya başladığında onu yavaşlatmayınız ve sizde bu şekilde yuvarlayarak yavaşça konuşmayınız. Siz konuşmaya başladığınızda çocuğunuz sizin sesinizi olduğu gibi kopyalayacaktır. (benzeterek konuşma)
Eğer sizi sürekli anlamıyorsa panik yapmayınız. Normal çocukların bile söylenen her şeyi anlamadığını unutmayın

Bunları yapın:
Seslerden hoşlanmasına, sesli oyun oynamasına yardım edin. Seslere dikkat etmesini ve her gün aktivite yapmasını sağlayın.
Sadece gevezelik ettiğinde ve anlamsız sesler çıkardığında bile onu dinleyin ve ona cevap verin.
Doğal konuşun ve ilgisini çeken seyler hakkında ona bilgi verin.
Onu cesaretlendirin ve ümidini kırmayın.

                            ODYOLOJİ, KONUŞMA VE SES BOZUKLUKLARI UZMANI
                                      PELİN KİŞİOĞLU KALAN

İşitme engellilere konuşma becerisinin öğretilmesi için nelere dikkat edilmelidir? KONUŞMA BECERİSİNİN ÖĞRETİLMESİ İÇİN NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR?

1- İnsanlar çok değişik yüz ifadeleri kullanarak, çeşitli el-kol hareketleri yaparak, birbirlerini dinleyerek ve konuşarak iletişim kurarlar.
2- Konuşarak iletişim kurma; konuşulanları anlama (alıcı dil), istek, duygu ve düşünceleri kelimeler ya da cümleler aracılığıyla iletebilme (ifade edici dil) olmak üzere iki önemli beceriyi gerektirmektedir.
3- Bununla birlikte bebeğin ağlama, gülme, değişik sesler çıkarma gibi verdiği tepkilere dikkat etmek ve anında aynı şekilde davranmak çıkardığı bu sesleri farkedebilmesi açısından çok önemlidir.
4-Özellikle annenin bebekle konuşması sırasında sevecen olması basit cümleler kurarak onun ihtiyaçlarına yönelik konuşması, çıkardığı sesleri  ya da kelimeleri tekrarlaması, model olması açısından önemlidir.
5-Çocuğun karşısında her zaman değişik konuşma modellerini görmesi, konuşma isteğini uyandıracak ve taklit edebilmesini de kolaylaştıracaktır.
6- Çocuğun ilk konuşmayı öğrendiği ortam ev ortamıdır ve genellikle de ilk eğitimcileri anne, baba ya da kardeşleri olmaktadır. Onlara düşen görev, bu çevreyi en iyi şekilde değerlendirmek olmalıdır.

7- Konuşmayı öğrenebilmek için çok özel bir zamana ve araç-gerece gereksinim olmadığı unutulmamalıdır.
8- İşitme engelli çocuk da normal işiten çocuk gibi büyüme ve gelişme dönemi içinde çevresini araştırarak, inceleyerek öğrenme çabası içindedir.
9- Çocuğun öğrenmek amacıyla gösterdiği çabalar engellenmemeli, cesaretlendirilerek kendi kendine öğrenebilmesi yönünden destek olunmalıdır.
10-Çocuğun çevresini incelemesi sırasında ya da kendi kendine oynarken ses çıkarması, konuşma seslerini taklit etmesi yadırganmamalı, anlayışla karşılanmalıdır. Mümkünse ona eşlik edilmeli ve daha çok konuşabilmesi için ortam hazırlanmalıdır.
11- Konuşmanın öğretilebilmesinde önemli özelliklerden biri de, çocuğun çevresiyle olan iletişimi için ortam hazırlanmalıdır.
12-Kendi yaşıtları ile bir arada bulunması,onlarla iletişim kurması yönünde destek olunması, sık sık çevre gezilerinin düzenlenmesi, değişik seslerin tanıtımı, karşılıklı konuşarak iletişim kurma isteğinin uyandırılması açısından yararlı olduğu unutulmamalıdır. 
13- Çocuğun oyuncaklarının yanısıra çok resimli, az yazılı hikaye kitaplarının da konuşmayı öğrenmesi açısından yararları bulunmaktadır.
14- Yine, çocuğun baktığı ya da ilgisini çeken bir nesne ve durum hakkında anlayabileceği şekilde basit açıklamalar ya da adlandırmalar yapılmalıdır.
15- Çocuk asla konuşma yönünde zorlanmamalıdır. Hatalı ifadeleri düzeltilmeli ve konuşma girişimleri övülerek cesaretlendirilmelidir.
16- Çocukla konuşma sırasında abartılmış ağız hareketleri kullanmaktan ya da aşırı şekilde bağırarak, işaretlerle konuşarak anlatımlardan kaçınılmalıdır.
17-Çocuğun sizi dinlemeyi öğrenebilmesi kadar sizin de onu dinlemeyi öğrenebilmeniz gerekmektedir.


UNUTMAYIN Kİ !...

\ İşitme engelli çocuk;
-   Konuşmayı doğal olarak öğrenebilmede,
-   Konuşulanları anlayabilmede,
-   Çevrede oluşan sesleri fark edebilmede,
-  Okuma ve yazmayı öğrenebilmede,
-   Toplum içinde yaşayabilmek için gerekli bazı rolleri ve kuralları öğrenmede güçlüklerle karşı karşıyadır.
\ İşitme Bozukluğu olan çocukların eğitilmesi mümkündür.
\ İşitme Engeli olan her çocuk zekâ özürlü değildir.
\ Ailelere bilinçli veya bilinçsiz olarak baskı uygulamak hatalıdır. Aile üzerine uygulanacak olan baskı, doğrudan çocuğu etkileyecektir. Bunun unutulmaması gerekir.
\ İşitme cihazından yarar görecek durumda olan çocukların en kısa sürede belirlenerek özel eğitim almaları sağlanmalıdır.
\ Çocukların ileride meslek sahibi olmaları şansları  varken bunun baştan engellenmesi yanlıştır.

                            ODYOLOJİ, KONUŞMA VE SES BOZUKLUKLARI UZMANI
                                           PELİN KİŞİOĞLU KALAN